TOPRAK ELEMENTİ

Beş element teorisi dediğimiz teori türümüzün, kendini ve var oluşu anlamlandırma ihtiyacı üzre, kaçınılmaz olarak evrenin kökenini belirleme noktasında da ortaya çıkan metaforik bir bakıştır. 

MÖ 200 yıllardan günümüze kadar akupunkturistler tarafından uygulamalarla gelmiş olan bu felsefenin izlerini Antik Yunan’a da arkhe ‘ilk ilke’ kavramına kadar dayanır, ve Thales, Herakleitos, Aneksimenes de evrenin kökenini oluşturan bu ilk ilkenin ne olabileceğiyle ilgili felsefi yaklaşımlar konusunda önermelerde bulunmuşlardır. Bu izleri ile Empedokles’e gelince, o da halihazırda arkhe olarak ileri sürdüğü elementlerin yanına ‘toprak- dünya’ ilkesini ilave ederek, dörtlü bir sistemi kurmuştur. 

Bu dörtlü öğe Eflatun’u (Platon) da etkilemiş olacak ki, öğrencisi Aristoteles’in söylemlerinde de yer bulmuştur. Aristoteles, “Evrene dörtlü ritim hakimdir. Canlı cansız her şeyin yapısı dört ana elementten oluşmuştur. Bunlar ateş, hava, toprak ve su’dur,” demiştir. 

Tıbbın babası kabul edilen Hipokrat, dört element teorisini insan vücuduna taşıdı. Dört elemente karşılık gelen safra (sarı safra), kan (dem), sevda (kara safra) ve limga (balgam) sıvılarının birleşimlerine ve oranlarına bağlı olarak temellendirilen humoral pataloji teorisini ortaya koydu. Bu teori, İslam coğrafyasında mizaç ilmi olarak karşılık bulur. Dört unsur ‘anasır-ı erbaa’, dört hılt (vücut sıvısı) ise ‘ahlat-ı erbaa’ adıyla terminolojiye yerleşir. Anasır-ı erbaa, hem büyük âlem olarak kabul edilen evrenin, hem de küçük âlem olarak kabul edilen insanın yapı taşını oluşturur. Bu dört elementi niteleyen özellikleri de İbn-Sina sıcak -soğuk -ıslak- kuru ile tanımlamış ve birbirine geçişlerini ifade etmiştir örneğin sıcak kuru (ateş)- soğuk kuru (toprak)-sıcak ıslak (metal)-soğuk ıslak (su) dur. Bu anlayışla ‘Her ne varsa âlemde, o vardır ademde,” kâbulünü doğurarak, insan ve kainat arasında karşılıklı etkileşime dayanan ilişkiyi işaret eder. 

Ağaç elementi bu dört unsura ek, insan olma otorite olup kural koyma yolculuğunda ki kabul ile insanlık tarihinin gelişim süreci içinde eklenmiştir ve ağaç elementi tüm element sistemi ile irtibatlı ve onlar ile etkileşimi ile ayrıcalıklı okunur. 

Toprak elementi, yin-yang organlarından Mide ve Dalak organları ile ilgilidir. Yine meridyen kanal ilişkisinde de Mide Meridyeni – Dalak Meridyeni bu özellikleri taşır ve ilişkilerinde de kendine has seviyelerde toprak elementinin uyumunu yansıtırlar. 

Toprak elementi duygusu, empati ve düşünceli olmadır 

Tadı tatlımsı aromaları içerir. 

Duyu organı ağız ve dudaklar, dokuları ise kaslardır. 

Kokusu tatlımsı kokular, mevsimi ise yaz sonudur. Çevresel etkisi sıcaklık yanında nemdir 

Toprak elementini temsil eden sarı tonları, yaşamla bizi birleştiren doğada güneşin renk tonları yanında sonbahara hazırlığı hissettirir. 

Sesi nağmeli sanki şarkı söyler gibi iletişimi akıcı ve sıcaktır. 

Toprak elementi yönü ise dünya merkez olarak kabul edilir. 

Bu element insan tipi insanlar sarımsı bir tene, yuvarlak yüzlere ve büyük kafalara, büyük karınlara, küçük el ve ayaklara ve bol kaslara sahiptir. Şarkı söyleyen bir sese sahipler. Sakin mizaçlıdırlar, insanlara yardım etmekten hoşlanırlar, sosyal hayata dahil olmayı ve ihtiyaç duyulmayı severler. 

Vermek, beslemek, paylaşmak, gönüllülük faaliyetlerinde özveri ile çalışmak bu tip insanlarda belirgindir hatta o derecede belirgindir ki toprak uyumsuz dönemde kendilerini unutup ihmal edecek düzeye çıkabilirler. 

Sosyal, herkes ile iletişimi güçlü karakterleri vardır, empati konusunda başarılıdırlar.  

Toprak nedensel faktör tipler, fark edilmek yanında anlaşılmak isterler.  

Toprak adı üstünde dünya yeryüzü insanıdır, sağlıklı ve kas rezervinden zengin fizik bedenleri ile kolay hastalıklar yaşamazlar ve coğrafi- iklimsel değişimleri kolay tolere ederler.  

Peki uyumsuz dönmelerinde neler olur bu tip kişilerde yorgun, düşünceli, beyin sisi oluşmuş aklı kolay karışan, tembel kişilere dönüşebilirler, eğer toprak işlevselliğini kaybeder ve bunu bir nadas gibi süreli tutmazsa depresyon kademe kademe hayatlarına yerleşebilir. Hayır diyememe sorunları da bu toprak uyumsuz dönemdeki kişilerde sık görülür. Yine uyumsuz dönemde bu tipte cilt kurur, mide sıvıları azalır bellek geçmişe takılı kalabilir. İlacı neşe ve sosyal ilişkileri güçlendirerek, kişiyi görmektir . 

Uyumsuz dönmelerinde sık sık mide ve bağırsak hastalıkları yaşarlar, düşünceli oluşları obsesyon ve takıntılara ilerleyebilir, aklı durmuş gibi olma, yemeklerden sonra uyuklama, metabolik sendroma yakalanarak obezite veya diyabetik şikayetlere kolay meyilli hale gelebilirler.  

Toprağı besleyen element ateştir, denetleyen ağaç, tüketen ise metaldir.